Tarih: 26.08.2025 15:53

NEÜ Rektör Yardımcıları Lystra Antik Kenti’nde incelemelerde bulundu

Facebook Twitter Linked-in

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Birekul ve Prof. Dr. Hidayet Oğuz, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde; Konya Büyükşehir Belediyesi, Meram Belediyesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen Lystra Antik Kenti kazı çalışmalarını yerinde inceledi.
NEÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Birekul ve Prof. Dr. Hidayet Oğuz, Lystra Antik Kenti kazı alanında yürütülen çalışmaları yerinde gözlemlerken kazı başkanı NEÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Erken Hristiyan ve Bizans Sanatları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Mete Mimiroğlu'ndan süreç hakkında bilgiler alarak istişarelerde bulundu. Lystra Antik Kenti'nin gerek kadim tarihi arka planıyla gerekse önemli bir inanç turizmi destinasyonu olması hasebiyle Konya ve Türkiye açısından önemine dikkat çeken NEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Birekul, "Bu kazılar bir taraftan tarihi zenginliği ortaya çıkartırken diğer taraftan üniversitemizin şehirle buluştuğu ve bilimsel katkı sunduğu müstesna alanlardan birisini oluşturuyor. Kazı başkanı Doç. Dr. İlker Mete Mimiroğlu hocamız ile değerlendirmeler yaparak, kazının niteliğinin üniversitemizdeki diğer alanlarla da ilişkilendirilerek disiplinler arası bir anlayışla nasıl artırabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Lystra Antik Kenti'nin hem bilim camiasına hem de kent turizmine önemli katkılarının olacağı düşüncesiyle paydaş kurumlarımızla çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz" dedi.

"Çok önemli bulgulara ulaşıldı"
Antik kentte devam eden çalışmalarla ilgili önemli bilgiler veren Doç. Dr. İlker Mete Mimiroğlu, "Lystra Antik Kenti kazısının ikinci senesindeyiz. Rektör yardımcılarımızın ziyaretiyle süreci istişare ettik. Bu seneki kazılar özellikle, kentin ana kilisesi olarak düşündüğümüz yapıda sürmekte. Geçen sene başlanan kazı, dört farklı ekip tarafından devam ettiriliyor. Oldukça büyük boyutlu bir yapı olan kilisede çalışmalarımız sürüyor. Kiliseyle beraber dört farklı dönemi olduğunu düşünüyoruz yapının. İlk dönemi 5 ve 6. yüzyılda olan yapının daha sonraki yüzyıllarda birkaç kez yanmasıyla beraber tekrar tekrar onarılarak kullanılmış. En son Orta Bizans döneminde ortasına küçük şapel yapılmış. Bu da yapının dini öneminin oldukça fazla olduğunu ve aynı bölgenin sürekli kullanılma isteğinin olduğunu gösteriyor. Burada yürütülen kazılarda çok sayıda mezar da tespit edildi. Kilisenin haziresi olarak düşündüğümüz mezar ana bölgesi, bölgenin kutsallığını gözler önüne seriyor. Yaklaşık 42 mezar şimdiye kadar kazıldı ve çalışmalar devam ediyor. Çok önemli bulgulara da ulaşıldı. Bu sene kentin en üst katmanında hem 16. yüzyıl Osmanlı hem de Selçuklu döneminin güçlü bir şekilde yaşandığını gösteren buluntulara ulaşıldı. Kilisenin kuzey ve güneyine eklenen sur yapısının izleri de açığa çıkarıldı; bu yapı, kentin Orta Bizans dönemindeki sınırlarını anlamamız açısından büyük önem taşıyor. Höyüğün etrafını çevrelediğini düşündüğümüz sur yapısı oldukça büyük boyutlu olmakla beraber ne yazık ki yüzyıllar boyunca hem savaşlarda tahrip olması hem de bölgedeki halkın taşları sökmesiyle kalıntılar temel seviyesinde günümüze ulaşmış durumda" dedi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —