Türk Ocakları Osmaniye Şubesi ve Arpacı Ali Güzel Ahlakı ve Milli Değerleri Koruma ve Yaşatma Derneği tarafından Dil ve Kültür konulu seminer düzenlendi.
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tanç?ın konuşmacı olarak katıldığı etkinlik Arpacı Ali Güzel Ahlakı ve Milli Değerleri Koruma ve Yaşatma Derneği?nde yapıldı.
Güzel insanların yetişmesini sağlamak için haftanın yedi günü kurslar, eğitim seminerleri ve toplantılar düzenlediklerini belirten dernek Başkanı Selahattin Arpacı güzellikleri birlikte paylaşmak ve güzele de yol açmak istediklerini ifade etti. Amaçlarının topluma faydalı olmak olduğunu söyleyen Türk Ocakları Osmaniye Şube Başkanı Mehmet Çetinkaya, çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Dil ve Kültür konulu etkinlikte konuşan OKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tanç, dilin kendine özgü kanunları olan toplumsal bir olgu olduğunu söyledi.
Dilin toplumun kültürünü koruduğunu ve onu gelecek kuşaklara aktardığını ifade eden Tanç, ?Dil, bünyesinde taşıdığı kültürel birikimle toplumu birleştirip kaynaştırır, milletle adeta bütünleşmiş hale gelir. Dil canlı bir unsurdur. Tarihi gelişim seyri içerisinde kendisini konuşan ve kullanan milletlerin, toplumların tarihi, coğrafi, kültürel ve toplumsal maceraları, serüvenleri sonucu sürekli değişim ve gelişim gösterir. Dilin canlılığı, toplumun gelişimine bağlı olarak sürdürdüğü gelişmelerin ve değişmelerin bir sonucudur. Dil, zaman içerisinde kendi kuralları çerçevesinde değişir. Bir dil için bu süre genellikle 500 yıllık bir süreçtir. Dil, toplumsal gelişmelere paralel olarak zenginleşir ya da yoksullaşır. Dil, topluma bağlıdır, toplumla birlikte yaşayıp gider.? diye konuştu.
Milletlerin ve toplumların kültür değişimlerini o toplumun söz zenginliğinden anlamanın mümkün olduğunu aktaran Prof. Dr. Mustafa Tanç, düşünce ve siyasi hayatın değişip gelişmesi dildeki zenginleşmeleri doğurur dedi.
Kültürün bütün alanlarının merkezinin dil olduğunu belirten Tanç,?Toplumun, milletin tüm kültür alanları dile yansır. Bir millet dilini ve kültürünü yüzyıllar boyunca yoğurur. Bu esnada o akan bir nehir gibi içinden geçtiği her topraktan bazı unsurlar alır. Her medeni milletin konuşma ve yazı dili karşılaştığı medeniyetlerden bir takım söz varlıklar alır. Bu bakımdan her milletin dili, o milletin o toplumun çağlar boyunca yaşadığı tarihin adeta özetidir. Dil, bir milletin medeniyet tarihinin, kültürünün aynasıdır. Onu incelerken bunu göz önünde bulundurmak bir arkeolog gibi hareket etmek gerekir. Dil, millet yaşamında birleştirici bir güce ve göreve sahiptir. Toplumdaki tüm gelişme ve değişmeler dile yansır. Dil, düşüncenin ayrılmaz bir parçasıdır. Gelişmiş bir düşünce ortaya koymak, söz varlığının zenginliği ile doğru orantılıdır. Bir başka ifade ile dil düşüncenin evidir.? şeklinde konuştu. Şükrü Tozluklu