Tarih: 16.07.2025 23:41
Dışişleri Bakanı Fidan: "İsrail’in Şam’a yönelik saldırıları, Suriye’nin kendi ayakları üzerinde durmasına yönelik çabaları baltalayan adımlardır"
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gayriresmi Kıbrıs toplantısı için bulunduğu ABD'nin New York kentinde İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırıları hakkında yaptığı açıklamada, "İsrail'in Şam'a yönelik saldırıları, Suriye'nin kendi ayakları üzerinde durmasına yönelik çabaları baltalayan adımlardır. Başta ABD, Avrupa Birliği (AB) ve bölge ülkeleri olmak üzere herkes İsrail'e dur demeli" dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 2'nci gayriresmi Kıbrıs toplantısı için bulunduğu ABD'nin New York şehrinde, Türk Evi'nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yapacağı görüşme öncesinde konuşan Fidan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarına değindi. Fidan, İsrail'in Suriye'nin güneyinde başlayan ve başkent Şam'ı hedef alan saldırılara ilişkin açıklamasında, "Esas itibariyle biliyorsunuz İsrail bölgede epey bir süredir fiili istikrarsızlaştırma politikası izlemekte. Bunu yaparken de kendi milli güvenlik önceliklerini esas alıp, bölgedeki hiçbir kurala, kaideye, başka ülkelerin haklarına, egemenliklerine, toprak bütünlüğüne dikkat etmeden ortaya koyduğu bir politika var. Biliyorsunuz bu ilk önce Gazze'de başladı, sonra Batı Şeria'ya gitti, sonra Lübnan'a, sonra İran'a, şimdi de Suriye'ye. Şimdi tabii bölgede bu istikrarsızlaştırma faaliyetlerini bölge ülkeleri çok yakından takip ediyor. Hep beraber bu konuda büyük bir koordinasyon ve çalışma içerisindeyiz. Tabii buna tolere etmemiz mümkün değil. Bu bölge bizim bölgemiz. Burada tek taraflı bir istikrarsızlaştırma asla kabul edilemez" dedi.
"Şam'daki yeni yönetimle umut verici bir süreç başladı"
Dışişleri Bakanı Fidan, Suriye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde yeni bir döneme girildiğini belirterek, "Suriye'de biliyorsunuz Cumhurbaşkanımızın büyük emekleriyle, diğer devletlerin de katkılarıyla başta ABD, Avrupa Birliği (AB), Suudi Arabistan ile bölgedeki diğer ülkelerin hep beraber kurdukları ve tarihe örnek olacak bir iş birliğiyle ortaya koydukları bir yeni yol haritası var. 8 Aralık'tan sonra Şam'da yönetime gelen yeni iktidar uluslararası kabul görmüştür. Yaptırımlar kaldırılmıştır. Bölgede gerçekten uzun bir zaman sonra umut verici bir başlangıç ortaya çıkmıştır. Biz Türkiye olarak bölge ülkeleriyle Amerika'yla yakın diyalog içerisinde bunu daha da yaygınlaştırıp Suriye'nin hem kronik sorunlarını çözme, hem toprak bütünlüğü, egemenliği, güvenliği başta olmak üzere bütün Suriye'yi oluşturan halkların eşitliği, özgürlüğü konusunda da hassasiyetimizi, can ve mal güvenliği konusundaki hassasiyetimizi koruyarak ortaya koyduğumuz bir çalışma var. Bu çalışmalar devam ederken İsrail'in herkesin hilafına bu türden bir tavır içerisinde olmasını tabii ki kabul etmek mümkün değil" dedi.
"İsrail'e istihbarat kanalıyla uyarılar iletildi"
Türkiye'nin istihbarat teşkilatları üzerinden İsrail'e doğrudan mesaj ilettiğini belirten Fidan, "Bu sabah ki saldırılardan itibaren Cumhurbaşkanımızı bilgilendirdik. Bölge ülkeleriyle yakın diyalog içerisindeyiz. Ürdün sınırına yakın yerde oluyor olaylar malumunuz. Güneyde Ürdün'le yakın koordinasyon içerisindeyiz. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'la yakın iletişim içerisindeyiz. Aynı zamanda duyduğumuz, bizim kendi görüşlerimizi bu konuya ilişkin önerilerimizi, istihbarat teşkilatımız üzerinden İsraillilere de ilettik. Yani burada bir istikrarsızlık istemediğimizi, özellikle güneyde olan ve sivil bir takım zayiatlarla sonuçlanan, kimsenin tahlil etmediği olayların merkezi yönetimin bölgede bir güvenlik sağlayıcı tedbiri olmadığı sürece çözülemeyeceğini herkes biliyor" ifadelerini kullandı.
"Dürzilerin provoke edilmesi istikrarsızlık oluşturuyor"
Suriye'nin güneyinde yaşanan etnik gerilime de dikkat çeken Fidan, "Oradaki Dürzilerin bir kısmının İsrail tarafından provoke edilip desteklenmesi ve bir istikrarsızlık unsuru haline gelmesi tabii ki kabul edilemez. Dürzilerle Bedeviler arasında vuku bulan çatışmalar bir şekilde güvenlik güçlerinin müdahalesiyle nihayete ermek durumunda. Orada her iki taraftan da sivil kayıpların önlenmesi fevkalade önemli. Diğer taraftan bütün ülkede merkezi otoritenin iradesini ortaya koyması, güvenliği, barışı, refahı tesis etmesi de fevkalade önemli. Şimdi bunların hilafına küçük adacıklar oluşturup parçalanmış bir Suriye'yi ortaya koymak, Suriye'de kaosun devam etmesi demektir. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin çabalarıyla Suriye'nin uluslararası toplumda tanınması için büyük adımlar atıldı"
Bölge ülkeleri ve ABD ile birlikte ateşkes için yoğun çaba harcandığını belirten Fidan, "İfade ettiğim gibi yakın dostlarımızla bölgede çalışıyoruz. ABD'yle beraber de çalışarak önümüzdeki 3-4 saat içerisinde umarım bir sessizlik ve ateşkes sürecine gireceğiz. Türkiye'nin büyük çabalarıyla Suriye'nin uluslararası toplumda tanınması için büyük adımlar atıldı. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da çağrısıyla ABD başta olmak üzere batılı ülkeler yaptırımları kaldırmaya başladı. Bunlar önemli adımlar" dedi.
"İsrail, Suriye'nin kendi ayakları üzerinde durması yöndeki çabaları baltalayan adımlar atıyor"
İsrail'in son saldırılarının uluslararası çabaları baltaladığını söyleyen Fidan, "Bugün İsrail, uluslararası toplumun bu çabalarının Suriye'nin kendi ayakları üzerinde durması yöndeki çabaların altını oyan, baltalayan adımlar atıyor. Esas itibariyle bugün Güvenlik Konseyi'nde bir konuşmam olacak. Orada da aslında Cumhurbaşkanımızın vizyonunu ve mesajını da iletme imkanımız olacak. Hem Gazze meselesinde hem Suriye meselesinde mesajımız net. Bölgede huzuru ve istikrarsızlığı sağlayarak kimsenin güvenliği sağlanmaz. İsrail yol yakınken istikrarsızlık oluşturan politikalardan vazgeçmeli. Bu sadece bölge için değil, İsrail için de çok tehlikeli bir durum" dedi.
"Uluslararası toplum İsrail'e dur demeli"
BM Güvenlik Konseyi'nde yapacağı konuşmaya işaret eden Fidan, "Uluslararası topluma mesajım net. Herkesin ateşe atıldığı bir durum. Yani burada başta ABD, AB, bölge ülkeleri olmak üzere uluslararası camianın büyük bir hassasiyet gösterip İsrail'e dur demesi gerekiyor. Aksi takdirde bölgede istenmeyen sonuçların ortaya çıkacağını söylemek mümkün. Şimdi biliyorsunuz konuyla yakından ilgilenen bir bölge ülkeleri var, bölge dışı ülkeler de var. ABD, bu konuyu özellikle Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile yakından takip ediyor. Taraflarla görüşme içerisinde biz de sürekli gün içerisinde görüşüyoruz. Haber, bilgi alışverişimiz var, konuları koordine ediyoruz. Ürdün bu konuda önemli bir aktör çünkü olayların birçoğu Ürdün sınırına yakın yerlerde oluyor. Ürdün'de tabiatıyla endişelenmekte haklı. Orada da görüşlerimiz aynı. Ürdün'le görüşüyoruz, Suudi Arabistan'la görüştük, Amerikalılarla görüşüyoruz. Yani ifade ettiğim gibi hem görüşüyoruz hem ciddi değerlendirmelerde bulunuyoruz. Yani bunun sonuçlarının bölgeye getireceği sıkıntıyı tarafların görmesi lazım" ifadelerini kullandı.
"YPG'ye de uyarımız net, fırsatçılık yapmasınlar"
Suriye'deki terör örgütü PKK/YPG'nin bir hareketlenme içerisinde olduğuna dair duyumlar aldıklarını aktaran Fidan, "Bir taraftan özellikle YPG'nin bir takım hareketlilik içerisinde olduğuna ilişkin duyumlar da alınıyor. Onlara da mesajımız, aman diyeyim yani buradaki karışıklığı, fırsat bilip istenmeyen bir duruma girişmesinler. Var olan kritik ve hassas süreci daha da Suriye'de sıkıntılı hale getirmesinler. İstikrarlı ve yapıcı bir rol oynasınlar. Aksi takdirde fırsatçılık beraberinde büyük bir riski getirir" dedi.
Kıbrıs için New York'ta kritik toplantı
Gayriresmi Kıbrıs toplantısına da değinen Fidan, "Güvenlik Konseyi toplantısından sonra BM Genel Sekreteri'nin ev sahipliğinde gayresmi Kıbrıs toplantısı olacak. Biliyorsunuz ilki yine Genel Sekreterin ev sahipliğinde Cenevre'de olmuştu. Kıbrıs'ta iki toplumun lideri, Rum ve Türk taraflarının liderleri, garantör devlet olarak Yunanistan Dışişleri Bakanı, Türk Dışişleri Bakanı ve İngiliz meslektaşımız toplantıya hep beraber iştirak ediyoruz. Bu formatta tabii bizim amacımız birincisinde de olduğu gibi adadaki gerçeklere dayalı bir vizyondan hareketle iki toplumun da lehine olacak. Uluslararası topluma ve bölgeye daha fazla istikrar üretecek bir hal tarzı nasıl mümkün olur, biz oldukça yapıcıyız bu konuda. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki vizyonu çok net. Her zaman için kazan kazan formülüyle hareket ediyoruz. Karşı tarafa empatimizi hiçbir zaman için eksik etmiyoruz. Ama Türklerin ve haklarının yok sayıldığı bir denklemi de kabul etmemiz söz konusu değil" dedi.
"Türk tarafı haklarının yok sayıldığı bir statükoyu kabul etmiyor"
Kıbrıs'ta adil çözüm çağrısını yineleyen Fidan, "Mevcut statükonun şu ana kadar Türklerin haklarını hiçe saydığı bir ortamı hazırladığını hep gördük. Birleşmiş Milletler de esas itibariyle bu konudaki tespitlerimizi büyük ölçüde kabul ediyor. Dediğim gibi biz hiçbir zaman için müzakereden kaçan, konuları medeni bir şekilde, rasyonel bir şekilde, olgun bir şekilde tartışmaktan kaçan ülke değiliz. Bu tartışmaya, görüşmelere, diyaloğa devam edeceğiz. Umarım yani taraflar bugün her iki tarafında lehine olacak çözümlere ulaşırlar. Bazı senaryolar var, fikirler var aklımızda. Bir önceki toplantıda alınmış bazı kararlar var. Onların takibiyle ilgili tabii ki konuşacağız" ifadelerini kullandı.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —