Bugün, 30 Haziran 2025 Pazartesi

CHP Kurultayı davası 8 Eylül’e ertelendi

CHP Kurultayı davası 8 Eylül’e ertelendi

Gündem 30.06.2025 12:35:58 0
CHP Kurultayı davası 8 Eylül’e ertelendi
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı’nın iptali talebiyle açılan davada mahkeme ara kararını verdi. Mahkeme, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararı verdiği dosyaya ilişkin yapılan itiraz sonucunun bekleneceğini ifade ederek, davayı 8 Eylül’e erteledi.
CHP 38. Olağan Kurultayı’nın iptali talebiyle açılan davaya devam edildi. Duruşmada Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kurultayda şaibe olduğuna ilişkin hazırladığı iddianamenin ve itirazların gönderildiği bildirildi. Gamze Taşçıer, Ali Haydar Fırat, Uygar Parçal, Bedirhan Berk Doğru, Nazan Güneysu, Baran Seyhan, Özgür Ceylan, Niyazi Şen, Şengül Yeşildaş, Selim Sayek Böke, Canan Taşer, Ali Haydar Hakverdi, İsmail Atakan Ünver, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Murat Bakan, Berkay Gezgin, Mehmet Necati Yağcı, Saniye Barut, Hikmet Halıcı, Gökhan Zeybek, Ali Abbas Ertürk, Baran Bozoğlu, Gülşah Deniz Ataler, Erhan Adem, Bahattin Bahadır Erdem, Gül Çiftçi, Ulaş Karasu, Ecevit Keleş, Mahir Yüksel, Burcu Yazıcıoğlu, Zeliha Aksaz Şahbaz, Deniz Yavuzyılmaz, Melisa Uğraş, Berna Özgül, Aylin Nazlıaka, Deniz Yücel, Sevgi Kılıç, Gökçe Gökçen, Suat Özçağdaş’ın feri müdahillik talebinde bulunduğu kaydedildi.
Duruşmada ilk olarak söz alan davacı Lütfü Savaş’ın avukatı Onur Yusuf Üregen, feri müdahillik talebinin davayı uzatmaya yönelik olduğunu iddia ederek şunları söyledi:
"Sözlü yargılamaya geçilmesini istiyoruz. Söz konusu kurultay Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tarafsız davranmaması nedeniyle mutlak butlanla batıldır. Bu husus Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesi ve 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin iddianameyi Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği gerekçeli karar ile sabittir. Kurultayda Özgür Özel’in genel başkan seçilmesi için pek çok suç işlenmiştir. Bu kapsamda pek çok delegeye para ve ayni destek verildiği, iş verildiği, desteklemeyen delegelerin yakınlarının ve kendilerini ise CHP yönetimindeki belediyelerde işten çıkarılmaya yönelik baskı yaptığı deliller ile ortaya konulmuştur. Genel başkan adaylarından olan Kemal Kılıçdaroğlu’na adaylıktan çekilmesi yönünde organize baskı yapılmış ve çekildiği yönünde yalan bilgi yayılarak, delege ve kurultay iradesi sakatlanmıştır. Divan başkanı tarafından oy sayım ve döküm işlemlerine müdahale edilerek Kılıçdaroğlu lehine verilen 18 oy hukuksuz iptal edilmiş ve Özgür Özel’in kazanacağına dair algı oluşturularak delege iradesi manipüle edilmiştir. Kurultay, organize şekilde suç işlenerek, anayasanın emredici hükümlerini, kamu düzenini ve demokrasinin asgari gereklerini ihlal edecek şekilde sakatlamıştır. Söz konusu kurultay, mutlak butlanla batıldır. 6 Nisan 2025 tarihli CHP 21. Olağanüstü Kurultay yönünden olağanüstü kurultay kararı yetkisiz genel başkan tarafından alınmıştır. Mutlak butlan kararı verilmesi durumunda bu kurultay da yok hükmünde sayılmalıdır. Kurultay kanuna karşı hileye başvurularak düzenlenmiştir. Söz konusu kurultay Özel’in kamuya açık kaynaklarda belirttiği gibi 38. Olağan Kurultayı’na açılan davadan kurtulmak için düzenlenmiştir. Söz konusu kurultay bu açıdan da sakattır. Zira elverişsiz bir salon belirlenerek ve sadece delegelerin katılımına izin verilerek partililerin delege olma hakları elinden alınmış ve gayrimeşru başkan tarafından bir mizansen sergilenmiştir. Katılım kısıtlanarak partililerin genel başkanlığına ve kararlara ortak alma hakları fiilen ortadan kaldırılmıştır. Nitekim Özgür Özel’in de belirttiği üzere seçilmeyen kimsenin genel başkan olması kabul edilemez. Mevcut başkanın kamu düzenini korumak için ivedilikle görevden el çektirilmesi ve partinin yönetiminin karar kesinleşene kadar seçilen son genel başkan tarafından partinin yürütülmesi gereklidir. Demokrasiyi korumanın yolu olmazsa olmaz bileşenleri olan siyasi partileri korumaktan geçer. Siyasi parti yönetimlerinin para gücüyle tasarlanması bir milli güvenlik sorunudur. Hukukun bu tür girişimleri muhafaza etmesi kendini inkar anlamına gelir. Bütün bu açıklamalarımız karşısında dava konusu 38. Olağan Kurultayı’nın mutlak butlanla batıl olduğuna, 21. Olağanüstü Kurultayı’nın yok hükmünde olduğuna karar verilerek kamu düzeninin korunması açısından dava sonuna kadar tedviren mevcut CHP yönetiminin görevden el çektirilmesine, önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve karar organlarının göreve çağrılmasına ve davamızın talebimiz gibi kabulüne karar verilmesini talep ederiz."
Üregen’in ardından CHP’nin avukatı Çağlar Çağlayan söz aldı. Feri müdahillik talebi hakkında konuşan Çağlayan, "Olası haksız bir davanın kabulü halinde delegenin verdiği görevi yerine getirememe durumu olacaktır. Bu yüzden bu kişiler davadan doğrudan etkilenmektedir ve taleplerin kabule edilmesi gerekir. Bu durum yargılamanın uzatılmasına etki etmez, tahkikat kaldığı yerden devam edecektir" dedi.
Kurultay hakkında da savunma yapan Çağlayan şunları kaydetti:
"Yöneltilen suçlamalar iddianamede dahi bulunmamaktadır. Divan başkanının kurultayda görevli olmadığı, görevi seçim kurulu hakime devrettiği ve işlemlerin seçim kurulu hakimince yürüttüğü ortadadır. Sunacağımız beyanlar göz önünde bulundurulmazsa mahkemenin ceza yargılamasındaki tanıkların ceza hakimi önünde bir ifade vermediğinin de göz önünde bulundurulması gerekiyor. Bu kapsamda ceza yargılaması kapsamında yapılacak inceleme, halihazırda devam eden ceza yargılanmasının beklenmesini gerektirmektedir. Kişilerin beraat etmesi durumunda, ki beklentimiz beraat etmeleridir, yargılama içinden çıkılamaz ve telafi edilemez bir hale sürüklenir. MASAK, Tapu Müdürlüğü, SGK ve dosyaya sunulan kamera kayıtlarından hiç kimsenin hiç kimseye bir menfaat verdiği ispatlanmamıştır. Ceza yargılamasında ihale ve işten çıkarma baskısına ilişkin bir ifade veya beyan da bulunmamaktadır. Bu yargılamayı ilgilendirebilecek ve yine mahkemenin görevli olmadığı tek husus iki seçim arasındaki süre konusudur. Burada divan başka o görevli değildir. Süreyi seçim hakimi belirler. Bu nedenle bu iddiadan bir iptal nedeni çıkarılması hukuken mümkün değildir. Davacı vekili beyanlarında konunun bir milli güvenlik sorunu olduğunu ifade etmiştir. Ceza soruşturması esnasında suçlayıcı ifadelerde bulunan yanlı bir tanık da şüphelilerle ilgili ’milli güvenlik sorunu’ ifadesini kullanmıştır."

"Biz CHP’ye sizden önce kayyım atatmayız"
Ardından tekrar söz alan davacı Savaş’ın avukatı Üregen, "Ceza yargılamasının beklenmesine gerek yoktur. Bizim hiçbir kayyım talebimiz yoktur. Biz CHP’ye sizden önce kayyım atatmayız. Bizim de CHP’yi mahkeme koridorlarına düşürmek gibi bir derdimiz yok, ancak ortada bir şaibe var. Bu şaibeyi mahkeme huzurunda değerlendirerek ortaya çıkarmaktır. Bu siyasi değil, hukuki bir davadır" şeklinde konuştu.
Avukat Çağlar Çağlayan ise, "Biz tanıkların yalan söylediğini ifade ettik. Esasa geçilmeden davanın reddini talep ettiğimizden tanık dinlenilmesine geçilmesine gerek olmadığını belirttik. Davanın reddine karar verilmesini talep ederiz" ifadelerine yer verdi.
Davalı ve davacı avukat beyanlarının ardından mahkeme hakimi, "Normalde karar verecektik. Asliye Ceza’daki iddianameye verilen görevsizlik kararının sonuçlanmasını bekliyoruz. O yüzden erteledik" dedi.
Savunmaların ardından hakim ara kararı açıkladı. Bazı PM ve YDK üyelerinin feri müdahillik taleplerinin kabul edildiğini açıklayan hakim, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararı verdiği dosyaya ilişkin yapılan itiraz sonucunun bekleneceğini ifade ederek, davayı 8 Eylül’e erteledi.
Haber Kaynak : İHA