İstanbul Valisi Davut Gül, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla düzenlenen programda yurt içi ve yurt dışından 220 basın mensubu ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Uluslararası Medya Çalışma Grubu, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü vesilesiyle İstanbul Valiliği’nde bir program düzenledi. Programa İstanbul Valisi Davut Gül’ün yanı sıra yurt içi ve yurt dışından 220 basın mensubu katıldı. Vali Gül konuşmasında, "Her birimiz Türkiye’de yaşayanlar olarak bu olayın şahitleriyiz. 15 Temmuz’da gerek vatandaşlarımızın gerekse kamu görevlilerimizin tecrübeleri, anıları, yaşadıkları ve kahramanlıkları var. Ülkemizin kamu hizmetindeki eksikliklerini kullanarak, gerekse de milletimizin inançlarını kullanarak belli bir alan oluşturdu. 60’lı yıllarda nüfusumuzun yaklaşık 70’i kırsalda yaşıyordu. Dolayısıyla eğitimle, pansiyonla, yurtlarla ilgili eksiklikleri. bizim en önemli kaynağımız olan insan kaynağımızı bir şekilde ele geçirerek bununla başlayan bir süreç oldu. Yine inançlı insanların zekatları, fitreleri, yardımları ve buna benzer duygularını kullanarak bir demografik kaynak elde etti. Sonraki süreçte okuyan kişilerin bir şekilde kamuya girmesiyle kamuda belli bir kadrolaşma başladı. Soruları çalan, arkadaşlarına kumpas kuran, iftara atan bir şebeke oluştu. Emniyet başta olmak üzere askeriyede, yargıda, özellikle kritik yerlerde tek kriteri FETÖ terör örgütüne bağlı olan, ona sadakat olan bir yapı maalesef kurumlarımızın içine yerleşmeye başladı. Türkiye’de yapmak istedikleri şeyin aynısını yapan bir suç şebekesiyle karşı karşıyız. O ülkelerde okullarla başlayan ve okulları bir lojistik olarak kullanan yapı, Türkiye’de ticaret yapmak isteyen kişileri o ülkelerdeki öğrencisini okuttuğu kamu görevlilerini siyasetçilerle bir araya getirmeye başladı. Dolayısıyla Türkiye’nin dışında farkı ülkelerde ayrı bir alan açıldı. Birbirini besleyen bir yapı oluştu" diye konuştu.
15 Temmuz darbe girişimi gecesi 7’den 70’e herkesin bütün farklılıklarını bırakıp meydanlara indiğini hatırlatan Vali Gül, "Önlemler alındığında 15 Temmuz ihanet gecesi de yavaş yavaş gelmiş oldu. Çünkü bu alanı kaybetmek istemeyen, devletin içerisine sızan, milletin kaynaklarını bir şekilde ele geçiren ve bununla birlikte dünyanın çeşitli ülkelerinde aynısını yapmak isteyen yapı, maalesef genç demokrasimizin zaman zaman geçmişte de hastalığı olan müdahalelere başvurdu. Bunu da üniforma giymiş teröristler bir darbe teşebbüsüyle yapmak istediler. Burada aslında kendi yayın organlarına baktığımızda, ileri gelenlerinin televizyonlarda, açık kaynaklarda konuşmalarına baktığımızda şunu söylediklerini görüyoruz; 15 Temmuz akşamı dahil ve sonraki günlerde tıpkı 80’de, 60’daki gibi asker alana çıktığında vatandaşın rıza göstereceği, siyasetçilerin buna direnmeyeceği ve darbenin başarılı olacağı şeklinde kanaatleri vardı. Planlanan bu yapıda, bu darbe girişiminde planı bozan Sayın Cumhurbaşkanımızın cesareti, dirayeti ve Cumhurbaşkanımızla milletimiz arasındaki o kader birlikteliği, milletin yöneticilere güvenmesi, yöneticilerin de milleti yalnız bırakmama neticesinde darbe başarısız oldu. O meydanlar bütün farklılıklarını bir tarafa bırakarak 7’den 70’e o zamanki 80 milyon nüfusumuzun alanlarda olduğunu gördük. 15 Temmuz 2016’da ben Sivas valisiydim. Valiliğe ilk gittiğimizde kıyafetleri, yaşları itibarıyla birbirine benzemeyen farklı insanların demokrasimize, Cumhuriyetimize, seçilmiş milli iradeye sahip çıktıklarını gördük" şeklinde konuştu.
Bu topraklarda Türkiye’nin güçlü olması gerektiğini belirten Gül, "Bu çok insani bir durum ama artık şunu gördük ve şuna kanaat getirdik bu topraklarda bizim güçlü olmamız gerekiyor. Farklı ülkelere güvenerek ya da farklı ülkelerden inisiyatif bekleyerek, onlardan bir şekilde icazet alarak bu ülkenin yönetilemeyeceğini, bu coğrafyada ayakta kalınamayacağını biz biliyoruz. Bu açıdan dostlarımız destek verirlerse onlara teşekkür ediyoruz ama hiç kimse destek vermese de bu milleti, bu devleti korumak için bu coğrafyada var olmak için 85 milyon olarak gece gündüz bu mücadeleyi veriyoruz. Zaten bizim vatandaşlarımızın, 80 yaşındaki teyzemizin, 10 yaşındaki çocuğumuzun o gece sokağa çıkarak kendini buna siper etmesi de bu söylediklerimi bir anlamda teyit etmiş oluyor, teşekkür ediyoruz" dedi.
Program, soru-cevap bölümünün ardından toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.