Bolu Kartalkaya’da Grand Kartal Otel’de çıkan ve 78 kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin davada savunma yapan Halit Ergül’ün damadı sanık Genel Müdürü Emir Aras, "Gazelle Otel’de de, Grand Kartal Otel’de de muhasebecisinden tekniğine kadar herkes benden talimat aldığını söylüyor. Belki aşçıya bile sorsanız, ’Yemeği yaparken Emir Bey’e söylüyorum’ diyecek. Şunu söylemek istiyorum; ben yarı zamanlı geliyorum, benim gelmediğim zamanlarda bu arkadaşlar işlerini nasıl yapıyordu? Kimden talimat alıyorlardı?" dedi.
Bolu’da meydana gelen ve 78 kişinin yaşamını yitirdiği Grand Kartal Otel yangınına ilişkin davanın ikinci duruşması devam ediyor. Aralarında otel sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19’u tutuklu, toplam 32 sanık yargılanıyor. Saat 18.00 sıralarında Halit Ergül’ün damadı ve aynı zamanda Grand Kartal Otel’in Genel Müdürü tutuklu sanık Emir Aras dinlendi.
Salonda gergin anlar
Emir Aras, yaşanan facia dolayısıyla duyduğu üzüntüyü dile getirdiği sırada salonda gergin anlar yaşandı. Müştekilere ve avukatlara, hakim tarafından gerekli uyarılar yapıldı. Yaklaşık 3 dakika süren gerginliğin ardından Aras’ın yeniden savunmasına başlandı.
"Tek başıma karar alma yetkim yoktu"
Üzgün olduğunu belirten Aras, "Lisansımı bilgisayar yazılımı üzerine yaptım. Evlendikten sonra 2012’de şirkette çalışmaya başladım. Şirket 3 tanedir. Otellerin bilgi işlemiyle uğraşıyordum. İstanbul’da ikamet ettiğim için yarı zamanlı İstanbul, yarı zamanlı Bolu’daydım. Bu nedenle uzaktan yapabileceğim işlemlere odaklandım. Benim resmiyetteki ’genel müdürlük’ vasfım 2015’de silah ruhsatı almak için verilmiştir. Verildikten bir ay sonra başvurum olmuştur. Fiilen genel müdürlüğüm, yetkilerim yoktur. Benim görevim network, bilgisayar güvenliği, kamera sistemi, grup satış, otelin satış fiyatlarını belirleme, satış yapılan ürünlerin menüye ekleme çıkarma, kampanyalar, acentalarla görüşme gibi işlemler. Tek başıma karar alma yetkim yoktu. Görevli bulunan konularda da genel müdür onayı alırdım" dedi.
"Otelde yarı zamanlı duruyorum"
Emir Aras, savunmasına şöyle devam etti:
"Otelde bulunduğum zamanlarda damat olduğumdan dolayı bana sürekli bu şeyler danışılır, herkes bir şey sorar. Kendi alanım dışında veya farklı konularda. Benim alanımsa cevap veririm, bilmediğim bir şeyse, yapmadığım ya da sormadığım bir şeyse ilgililere sorarım. HTS kayıtlarında da mevcuttur. Ben otelde yarı zamanlı duruyorum. Bazen haftanın 4 günü, bazen de 3 gün. Tatil dönemlerinde uzun süre durduğum oluyordu."
"Hayatımda ilk defa itfaiye raporu ile karşılaştım"
16 Aralık’ta kayınpederi Halit Ergül’ün kendisine Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan denetime gelineceğini söylediğini anlatan Aras, şu ifadeleri kullandı:
"Bana ’Senin de bulunman iyi olur’ dedi. Ben de bunun üzerine, ’Denetimciler geldiğinde bana da haber verin’ dedim. O günün sabahına turizm denetçileri geldi. Normalde bu konulara ben eşlik etmiyorum. Daha önce de etmişliğim olmuştur, yine kayınpederimin isteği üzerine, otelde olduğum için bana, ’Sen de ol’ dedi. Zeki Bey ve Mehmet Salun ile ilk önce oturduk, evrak istediklerini söylediler, bazı evraklar verdiler. Bunların bir kısmını Mehmet Salun muhasebeden getirdi. Bazı evrakları beklerken denetime başlandı. 12. kattan aşağı katlara kadar dolaşmak istediklerini söylediler. 12. kattan teker teker tüm odalara, duman dedektörü ve yangın merdiveni de dahil hepsine baktılar. Aşağı teker teker 7. kata kadar beraber indik. Çok uzun bir denetim oldu. Kapalı hiçbir kapı bırakmadılar. Her nerede kapı varsa hepsinin açılmasını istediler. Katlardaki yangın tüplerine de baktılar. 7. kattan sonra ben yanlarından ayrıldım. Mehmet, o sırada zannedersem yoktu. O, 9. katta sanırım evrakları tamamlayamaya gitmişti. Ben de kendilerine ’Denetim bitince hep beraber otururuz’ dedim. Ondan sonra onlar yaklaşık sabah 10.00’dan 15.00’e kadar tüm her yeri dolaştılar. En son yemek yiyip, ayrılacaklardı. Bize yapılması gereken işleri söylediler. Çok detaylı baktılar. Bize basit eksikleri söylediler. Bunlar kayınpederim ile de paylaşıldı. Ben de arkadaşlara ilettim. Vedalaştım ve ayrıldım. Saat 16.00 gibi ofise geçtim. Yanıma geldiler ve itfaiyenin denetlemesi olduğunu, eksikler bulunduğunu söylediler. Bana kağıt verdiler. Bende hayatımda ilk defa itfaiye raporu ile karşılaştım. Hiçbir denetim daha önce bulunmadım, bilmiyorum. Hiç vakıf olmadığım konu. Listeye baktım, okudum. Arkadaşlar o sırada konuyu anlattı. Ben de hızlıca yapılabilir olanları yapalım yazdım. Ondan sonra diğer konuyu bilmediğim için fotoğrafını çekip Kadir Bey’e gönderdim. Kadir Bey’i aradım. Ben hiçbir şekilde bu raporun iptal edilip edilmeyeceğiyle ilgili. Çünkü ben bunun nasıl bir denetim olduğunu bilmiyordum. Sadece en altında 15 gün içinde yapılması gerektiği yazıyordu. Bunun üzerine Kadir Özdemir’e, ’Biz bunları 15 gün içinde nasıl tamamlayacağız?’ dedim. Çünkü bu konu benim bildiğim bir konu değil. O bana, bu denetimin yanlış yapıldığını, bizim zaten itfaiye raporumuzun olduğunu söyledi. Ona, ’Ben sana döneceğim’ dedim ve bunun üzerine kayınpederimi aradım. ’İtfaiye raporunda eksiklikler varmış. Ben basit yapılacak olanlara yapılsın dedim ama geri kalanı için ne yapacağız?’ derken kayınpederim, itfaiye raporunun olduğunu söyledi. İtfaiye raporu olmasa hiçbir yere açılış verilmeyeceğini söyledi. Ben de o sırada Kadir Bey’i aradım, var olduğunu söyledim. O da ’var’ dedi. ’Çekilsin’ o zaman dedim, o da ’Tamam’ dedi. Bundan sonraki süreci bilmiyorum."
"Eşim bir çocuğu kurtardı"
Olay gününü de anlatan Aras, "7. katta 727 numaralı odada kalmaktaydım, eşim ve kızım da vardı. Biz uyuyorduk. Saat 03.32’de eşim ’Dışarıdan sesler geliyor’ dedi. O sırada telefonum titredi. Koridora giderken telefonu açmadım, kimin aradığını gördüm. Dışarıyı merak ettiğim için kapıyı açtım ve karşıdan dumanlar geliyordu. Sonra telefon bir daha çaldı. O sırada eşime, ’Koş kızı al, yangın var galiba’ dedim. Ondan sonra telefonu açtım. Telefondaki kişi, ’Emir Bey yangın var’ dedi. ’Nerede?’ diye sordum, 4. katta olduğunu söyledi. ’Tamam’ dedim ve telefonu kapattım. Ondan sonra kapıdan koşup çıkabilir miyiz diye baktım. O sırada telefonum bir daha çaldı. Oteldeki misafirlerden Nedim Türkmen aradı. ’Abi yangın var, çıkın çabuk’ dedim. Kendisini tanıyordum. 1 dakika içinde eşim geldi. Ağzımızı, burnumuzu kapatarak, ’Yangın var’ diye bağırıp, koşarak merdivenlere doğru gittik. Bu sırada olayın vahametini bilmiyorduk. Koşarak aşağı indik. Önce 7. kattan 6. kata, o sırada sendeliyorduk, ağır bir duman ve koku vardı. Orada bir çocuk gördük, o çocuğu da eşim kaparak hep birlikte dışarıya çıktık. Onları dışarı bıraktığım an tekrardan koşarak içeri girmeye çalıştım. İçeri giremedim, resepsiyonun oradan gidemedim. 4 kata gitmek istedim ama yoğun duman geliyordu. Sonra dışarı çıktım, Zeki Bey’i gördüm ve ’Alarm neden çalışmıyor?’ diye bağırdım. O da bana, ’Bilmiyorum Emir Bey’ dedi.
"Kayınvalidemin yanına yardım için gitmedim"
Otelin her yerinde güvenlik kamerası olduğunu, anlattıklarının da bu görüntüler incelendiğinde doğrulanabileceğini kaydeden Aras, saat 03.38’de jandarmaya ihbar bulunduğunu da söyledi. Uzun merdiven aradığını, bir merdiven bulup çatıya çıktığını ve camda olan kayınvalidesini gördüğünü söyleyen Aras, "O odanın içerisindeydi hala. Yardım için gitmedim. ’Acil kişi ben değilim’ dedi, refleks olarak gidebilirdim ama gitmedim. Kamera kayıtları da orayı görmektedir. Orada kimi kurtardığımı da göreceksiniz. Arkadaşlar zaten yastık ve çarşafla kurtarmaya başlamıştı. Bende onlara yardım ve eşlik ettim. Yukarılara bağırmaya başladım. ’İtfaiye geliyor, atlamaya çalışmayın’ diye uyardım. Çok üzücü bir olay yaşandı, bir kişi atladı. Ben sinir krizi geçirdim" diye konuştu.
Müşteki sinir krizi geçirdi
Emir Aras’ın savunma sırasında müştekiler bağırmaya devam etti. Sinir krizi geçiren bir kadın, yakınları tarafından sakinleştirildi. Hakim ise, "Herkese söz hakkı vereceğim" uyarısında bulundu.
"Ne ben orada kalırım, ne çocuğumu, ne de insanları konaklatırım"
Olay günü birkaç kez sinir krizi geçirdiğini dile getiren Emir Aras, "Üzerime atfedilen, bilerek, isteyerek, olası kast ile suçlamayı kabul etmiyorum çünkü böyle bir şeyin olduğunu bilsem, bilebilsem, aklımın ucundan geçse, ne ben orada kalırım, ne çocuğumu, ne de insanları konaklatırım" şeklinde konuştu.
"İspat edebilirim"
Otelde yaptığı tüm görevleri ispat edebileceğini dile getiren sanık Aras, "Bu otelin bütün fiyatlarını, satış fiyatlarını ben yapıyorum. Otelin menüsündeki fiyatlar, nelerin çıkacağının maliyetine kadar hepsine ben bakarım. Her gün gelen maillerim vardır. Adisyonları kontrolü gibi...Bu maile her gün ben bakarım" ifadelerini kullandı.
"Belki aşçıya bile sorsanız, ’Yemeği yaparken Emir Bey’e söylüyorum’ diyecek"
Dinlenen sanıklarının bir çoğunun kendisinden talimat aldığını söylediğini aktaran Emir Aras, "Bunu sizde duydunuz. Gazelle Otel’de de, Grand Kartal Otel’de de muhasebecisinden tekniğine kadar herkes benden talimat aldığını söylüyor. Belki aşçıya bile sorsanız, ’Yemeği yaparken Emir Bey’e söylüyorum’ diyecek. Şunu söylemek istiyorum; ben yarı zamanlı geliyorum, benim gelmediğim zamanlarda bu arkadaşlar işlerini nasıl yapıyordu? Kimden talimat alıyorlardı? Suçlamak için demiyorum. Bu otelde herkesin görevi. Bana hayatım boyunca kimse genel müdür demedi. Genel koordinatörümüz ya da damat diye tanıştırıldım. ’Ben yetkisizdim, hiç bir şey değildim’ demiyorum. Bana bir çok şey sorulurdu, bende bunu danışırdım. Zaten arkadaşların benden aldıkları talimatlarda bilgi işlem, bilgisayar, network gibi şeylerdir. Bazıları, ’Emir Bey’e sormadan hiçbir şey yapmazdık’ demiş. Her şey bana mı soruluyordu? Ben bunu arkadaşlara sormak istiyorum. Ben geldiğimden beri otelin yürüyen bir sistemi var" dedi.
"Kendileri de tek başına karar veremez, kayınpederime sorulur"
Kendisine sorulan soruları cevaplayan Aras, "Hiçbir kurumda ne talimatım ne de bilgim oldu. Ahmet Bey ve Kadir Bey, ’Emir Bey’den talimat alıyoruz’ dedi, diğer arkadaşlar da aynı şekilde. Sadece ben değil; Zeki Bey de, Kadir Bey de, Ahmet Bey de tek başına karar verilemez. Bunu peşinen söylüyorum. Kimseyi töhmet altında bırakmam istemem. Kayınpederime sorulurdu. Sormadan yapamazlardı. Cemal Bey’de yapamazdı" diye konuştu.
"Halit garson, aklı ermez. Bu hileli düzeni sen mi kurdun?"
Yangında ailesinden 8 kişiyi kaybeden avukat Yüksel Gültekin söz alarak, Aras’a, "3 kuruş kazanmak için hileli sistemi kim kurdu? Halit Bey mi kurdu, yoksa sen damat olduktan sonra mı kurdun? Halit garson, bu işlere aklı ermez. Sen damat olduktan sonra mı kurdun bu düzeni?" diye sordu.
Bunun üzerine Aras, evrak işlerinin takip etmediğini, kendisinin bu işleri bilmediği söyledi. Aras’ın çapraz sorgusu devam ediyor.