Türkiye ekonomisinin üretim gücü ve küresel rekabet avantajı için kritik önemde olan meslek liseleri yeniden gündemde. Yaşadığımız çağda ülkelerin kalkınması ve rekabet avantajı kazanmasında iş dünyasının güncel şartlara uygun yapılanması stratejik bir önem taşıyor.
Yapay zekâ, dijitalleşme ve yeşil dönüşümle birlikte iş dünyasında köklü bir değişim yaşanırken, Türkiye’nin üretim gücünde meslek liseleri kilit rol üstleniyor. Uluslararası Sanayici İş Kadınları Derneği Danışma Kurulu Üyesi ve teknoloji uzmanı Ecehan Ersöz, 2025-2030 yılları arasında dünyada 170 milyon yeni işin ortaya çıkacağını ve Türkiye’de mevcut beceri setlerinin yüzde 44’ünün dönüşeceğini vurguladı. Ersöz, "Artık sadece bilmek yetmez, yapabilmek gerekir. Meslek liseleri, gençlerimizi sahada güçlendirerek hem ekonomiye hem de bireysel kariyerlere yön verecek. Türkiye Yüzyılı vizyonunda meslek liseleri geleceğin mesleklerini keşfetmenin ve ülkemizi rekabette öne taşımanın merkezinde olacak" dedi.
Meslek liselerinin, sanayiyle iç içe yapısıyla ekonomik kalkınmanın lokomotifi olacağını kaydeden Ersöz, "Notlar açık, sınav ise karşımızda: Geleceğin meslekleri. Bu sınavı kazanmanın yolu meslek liseleri ve nitelikli iş gücünden geçiyor. Bugün geldiğimiz noktada yapay zekânın sunduğu imkanlarla hepimiz aslında ‘notların açık olduğu bir sınava’ giriyoruz. Formüller karşımızda ama asıl mesele onları nasıl kullanacağımız, nasıl tasarlayacağımız ve nasıl uygulayacağımızdır. İşte bu noktada meslek liseleri devreye giriyor; çünkü geleceğin iş gücü sadece bilen değil, aynı zamanda yapabilen gençlerden oluşmalı" dedi.
170 milyon yeni iş, yüzde 44 beceri dönüşümü
Dünya genelinde 2025-2030 yılları arasında iş gücü dönüşümünün yüzde 22 oranında bir hareketlilik oluşturacağı, 170 milyon yeni işin ortaya çıkacağı öngörülüyor. Ancak mevcut becerilerin önemli bir kısmı geçerliliğini kaybedecek. Ersöz, Türkiye özelinde beceri setlerinin yüzde 44’ünün dönüşeceğine dikkat çekerek, "Bu dönüşüm, gençlerimizi erken yaşta sahaya hazırlayacak eğitim modellerini zorunlu kılıyor. Meslek liseleri bu ihtiyacın merkezinde yer alıyor. Disiplinler arası beceriler, dijital yetkinlikler, analitik düşünme, problem çözme kabiliyeti ve sürekli öğrenme artık olmazsa olmaz. Gençlerimizin lise çağından itibaren bu bilinçle yönlendirilmesi gerekiyor. Yeni iş alanları, sanayinin mutfağında, üretim sahasında doğacak. Üniversitelerde geliştirilen teoriler, meslek liselerinde uygulama ile buluştuğunda yeni istihdam alanları kendiliğinden ortaya çıkacak. Bu nedenle meslek liseleri sadece bugünün değil, geleceğin mesleklerini keşfetme sürecinin de en önemli aktörü olacak. İş hayatında mutsuzluğun önemli bir kısmı yanlış meslek seçiminden kaynaklanıyor. Doğru mesleği erken yaşta keşfeden gençler hem kendi yaşam kalitelerini artırır hem de ekonomiye değer katar. Meslek liseleri, öğrencilerin merak, yetenek ve ilgi alanlarını erken yaşta keşfetmeleri için önemli bir fırsat sunuyor" dedi.
Türkiye Yüzyılı vizyonunda stratejik katkı
Türkiye’nin 21. yüzyıl vizyonunda meslek liselerinin kilit bir rol oynadığını belirten Ersöz, "Her şeyden önce meslek liseleri, öğrencilerine erken yaşta bir meslek kazandırma imkânı sağlamasıyla yalnızca sanayinin değil; Türkiye’nin üretim gücünün, toplumsal dönüşümünün ve bireysel kariyer inşalarının temel taşını oluşturur. Elektrik, elektronik, bilişim teknolojileri, moda tasarımı, sağlık, otomotiv gibi alanlarda verilen mesleki eğitim, sanayimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü yetiştiriyor. Meslek liseleri; yenilikçi, üretken, girişimci ve ekonomiye değer katan gençlerin yetiştiği merkezlerdir. Doğru yönlendirme ile bu okullar Türkiye’nin üretim gücünün lokomotifi olacak. Hayatta doğru kararlar zaman, meslek liseleri gelecek kazandırır" dedi.