Bugün, 10 Temmuz 2025 Perşembe

Nehir ve Doruk’un faciadan önceki son anları

Nehir ve Doruk’un faciadan önceki son anları

Gündem 10.07.2025 10:44:55 0
Nehir ve Doruk’un faciadan önceki son anları
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangınında hayatını kaybeden 12 ve 15 yaşındaki Nehir ile Doruk Sarıtaş’ın, yangından günler önce kayak yaparken çekilen son görüntüleri ortaya çıktı. Halaları Çiğdem Sarıtaş, "Bütün yaşantımız yangının olduğu gün bitti çünkü ailemiz yarım kaldı" dedi.
Grand Kartal Otel yangınında 78 kişi hayatını kaybetmiş, 133 kişi ise yaralanmıştı. Yangınla ilgili görülen davada 19’u tutuklu 32 sanığın yargılanmasına 4’üncü günde devam edilirken, hayatını kaybedenlerin ailelerinin adalet nöbeti de sürüyor. Yangında abisi Yılmaz Sarıtaş ile yeğenleri Nehir ve Doruk Sarıtaş’ı kaybeden Çiğdem Sarıtaş da duruşmaları yakından takip ediyor.
Ankara’da yaşayan Çiğdem Sarıtaş’ın Kartalkaya’daki otel yangınında hayatını kaybeden 51 yaşındaki abisi Yılmaz Sarıtaş ile yeğenleri 15 yaşındaki Nehir ve 12 yaşındaki Doruk, 21 Ocak’ta Grand Kartal Otel’e tatile gitti. Ancak bu tatil, yangın faciasıyla son buldu ve 3’ü de hayatını kaybetti. Nehir ve Doruk Sarıtaş’ın küçük yaştan bu yana snowboard yaptıkları ve yangın faciasından önce çekilmiş görüntüleri de görüldü.

"Buna yaşantı denirse"
Yaşanan facianın ardından hayatlarının tamamen değiştiğini söyleyen Çiğdem Sarıtaş, "6 aydır sadece nefes alarak yaşıyoruz. Bütün yaşantımız yangının olduğu gün bitti çünkü ailemiz yarım kaldı. Çekirdek ailemin yarısını katlettiler. Kalan yarısı annem ve babam, ben onlar da ben de kronik hasta olarak zaten yaşantımıza devam etmeye çalışıyoruz. Eğer buna yaşantı denirse" dedi.

"Ayrıcalıklı misafirlerini kurtardılar"
Yangın sırasında otel sahiplerinin bazı kişilere öncelik tanıdığını ileri süren Sarıtaş, şöyle konuştu:
"Biz Ankara’da yaşıyoruz. Ankara’dan geldik. Mücadelemiz boyunca akrabalarımız, arkadaşlarımız da bizim yanımızda oldular. Devam edeceğiz, takibe devam edeceğiz. Olası kasıtla yargılanmalarını istiyoruz. Çünkü bu bir katliam. Bu, deprem gibi, trafik kazası gibi anlık olup biten bir olay değil. Yangın uzmanlarının söylediği gibi 8 ila 10 dakika, ‘altın zaman’ denilen, insanların tahliyesinin kolaylıkla yapılabileceği bir zaman dilimi vardı ve bu zaman dilimini değerlendirmediler. Arabaları çektiler. Kendilerini, bilirkişi raporunda da söylendiği üzere, ayrıcalıklı misafirlerini kurtardılar. Bizim canlarımızı umursamadılar. Tahliye yapılabilecek bir şeyken onu bile yapmadılar. Zaten yangına dair hiçbir önlem almadılar. Almadıklarını bildikleri halde insanları da uyandırmadılar. Bu zaten olasılık kasıta giriyor"

"Buradan kaçış yok"
Yangın faciasında başka sorumluların da olduğunu kaydeden Çiğdem Sarıtaş, "Bazı HTS kayıtları üzerinden soruşturma devam etmeli. Çünkü ilk aramalar, o HTS kayıtları, çalışanların birbirine haber vermesi, yönetim kurulunu araması, bunlar önemli. Bir de benim nezdimde, oradaki otoparktaki araçları kurtaranlar, onların da gelmesi lazım. Diğer LPG iç tesisatı yapan personelin de gelmesi gerekiyor. Çünkü prosedüre uygun teçhizat döşenmemiş. Bunların da eklenmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"Şu an bunları konuşuyor olmayacaktık"
Sarıtaş, sözlerine şöyle devam etti:
"Olası kısıtla yargılanmalarını istiyoruz. Çünkü burada göz göre göre gelen bir ölüm var. Hiçbirimiz kabullenemiyoruz. Saatlerce odada mahsur kalıp, sonrasında çıkamadılar. O zaman dilimini kullanmadıkları için çok kızgınım. Şu an bunların hiçbiri yaşanmıyor olabilirdi. Yangını ilk gören 4 kişi mutfak personeli. Onlar yukarıdan aşağı bütün kapıları çalarak ’yangın var, dışarı çıkın’ demiş olsalardı şu an bunları konuşuyor olmayacaktık" dedi.

"Kendimizi zor zapt ediyoruz"
Duruşma salonunda davayı takip ederken sanıklarla yan yana durmanın çok zor olduğunu söyleyen Çiğdem Sarıtaş, "Aşırı stresliyiz bu konuda. Kendimizi zor zapt ediyoruz. Düşünsenize, 78 cana mal olmuş katiller yanı başımızda. Sessiz kalarak ve metanetimizi koruyarak durmak çok zor" ifadelerine yer verdi.
Haber Kaynak : İHA