Umuda ’rehber’ oldu

Umuda ’rehber’ oldu

Gündem 18.06.2025 09:29:29 0
Umuda ’rehber’ oldu
Güzellik ürünleri firmasında satış temsilciliği yapan Neslihan Ergin, pandemi döneminde önce kansere yakalandı, sonra da işinden oldu. Zor günler geçiren 1 çocuk annesi kadın, tedavi gördüğü hastanede hem şifa buldu hem yeniden iş sahibi oldu.
Bir çocuk annesi Neslihan Ergin (43) Şubat 2020’de bir folklor çalışmasının ardından memesinde bir sertlik hissedip soluğu doktorda aldı. Yapılan tetkikler sonucunda meme kanseri tanısı alan Neslihan Ergin, İzmir Acıbadem Kent Hastanesi’nde Nisan 2020’de ameliyat oldu. Meme ucunda da tümör olduğu için sağ memesi alınıp protez takıldı. Pandemi korkusunun yaşandığı, sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü günlerde Neslihan Ergin, Acıbadem Kent Hastanesi Onkoloji Merkezi’nde Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Gürümlü’nün takibine girdi ve kemoterapi seansları almaya başladı. Ardından akıllı ilaç ve hormon tedavileri gören, bu süreci atlattıktan sonra tekrar halk oyunları oynamaya başlayan Neslihan Ergin, pandemi nedeniyle işi sekteye uğrayınca tedavi gördüğü hastaneye iş başvurusunda bulundu. Üniversite mezunu Neslihan Ergin geçtiğimiz aralık ayında tedavi gördüğü hastanede iş başı yaptı. Danışmada başlayan görevini kendi isteğiyle onkoloji bölümünde sürdüren Neslihan Ergin, kanser geçirmiş tecrübeli bir hasta olarak hastalara bu yolculukta neler yaşayacakları konusunda rehberlik etmeye başladı.

"Benim başıma hiç gelmez diye düşünmüştüm"
5 yıl önce memesinde hissettiği bir kitle sebebiyle genel cerrahiye başvurup ardından ultrason çektirdiğini söyleyen Neslihan Ergin, "Sonrasında meme MR’ı ve mamografi şeklinde kontrollerim devam etti. En sonunda biyopsi yapıldı ve sonucunda kanser olduğumu öğrendim. Ardından doktorum ameliyatımı yaptı. Sonrasında kemoterapi sürecimiz başladı. İlk hissettiğimde ’bu benim başıma gelmez’ diye düşünmüştüm. Çünkü çok hayat dolu, neşeli ve eğlenceli bir insanım. Ardından onkoloji süreci başladı. Kemoterapilerimi aldım, bitirdim, kontrollerime devam ettim. Bu yıl yeniden bir nüks yaşadım. Burada en önemli şey, kontrolleri hiç elden bırakmamak. Başınıza geldiğinde hissettiğiniz ilk şey, ’acaba ben ne yapacağım? Nasıl bir şey olacak’ düşüncesi oluyor. Çünkü kemoterapi ne demek, bilmiyordum. En çok zorlayan şey, bilinmezlik. Çünkü ne yaşayacağınızı bilmiyorsunuz. Kemoterapi size ne hissettirecek, nasıl bir süreç olacak, bunu bilmiyorsunuz. Kontrol aşaması çok önemli. Çünkü bir nüks ya da farklı bir durum olduğunda bu kontroller bize inanılmaz yol gösteriyor. Bu yüzden asla atlamamak gerekiyor. Ve herhangi bir kitle hissettiğimizde, vücudumuzda herhangi bir değişiklik fark ettiğimizde hiç vakit kaybetmeden hemen doktora, bir genel cerraha ya da ilgili bölüme başvuralım. Çünkü erken teşhis hayat kurtarıyor. Benimki de erken teşhisti. Belki gitmeseydim çok daha farklı boyutlarda olacaktı. İyi ki gitmişim, iyi ki erkenden tanı konmuş ve tedavilerim bitmiş" dedi.

"Onkoloji tedavisi bir ekip işi"
Onkoloji tedavisinin tek başına yürütülebilecek bir süreç olmadığını, bunun bir ekip işi olduğunu; hem tıbbi anlamda hem de evde aile desteğinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Neslihan Ergin, "Bu dönemlerde ailenin desteği çok kıymetli. Kızım olduğu için, en çok düşündüğüm şey ona bu durumu nasıl anlatacağım oldu. Hemen bir pedagogdan yardım aldık. Pedagogla birlikte nasıl yaklaşmamız gerektiğini, nasıl anlatmamız gerektiğini konuştuk. Onun desteği bize çok iyi geldi" şeklinde konuştu.

"Hayatın içinden kopmamamız gerekiyor"
Her zaman bir dernekte ya da sağlık alanında gönüllü çalışmak istediğini belirten Neslihan Ergin, "2020 yılında ilk tanı konduğunda bu hastanenin hastasıydım. Sonrasında hep destek alarak ilerledim. Zaten yardım etmeyi çok seven bir insanım. Onkoloji hastalarının beni görmesi onlara iyi gelir diye düşündüm. Aralık ayından beri buradayım. İyi ki buradayım. Seviyorum çalıştığım bölümü. Onkoloji demek kötü bir şey değil. Tedavi olmak güzel bir şey. İnsan kendini yalnız hissetmemeli. Ben şu an danışma masasındayım. Geçtiğimiz hafta çarşamba günü radyoterapi sürecimi tamamladım. Işınlanıp yukarıdan aşağı iniyordum, sonra tekrar burada çalışmaya devam ediyordum. Çünkü çalışmak bana iyi geliyor. Ayrıca hastalar beni gördüklerinde, enerjileri yükseliyor. Neden mi? Çünkü toplumda şöyle bir algı var: 2Kanser hastası artık hayatına devam edemez.’ Hayır, öyle değil. Hayat devam ediyor. Hayatın içinden kopmamamız gerekiyor. Onların beni burada, ayakta görmeleri, yaşadıklarını benim de yaşadığımı bilmeleri, birlikte paylaşmamız onlara çok iyi geliyor" diye konuştu.
Aynı hastanede kemoterapi tedavisi gören ve hastaneye ziyareti esnasında Neslihan Ergin ile tanıştıklarını söyleyen Aybike Tonguç ise, "Süreçte en kötü kısım, ne yaşayacağınızı bilmemek. O bilinmezlikte, bunu yaşayan birisinden duymak çok daha anlamlıydı. Bir doktordan, hemşireden ya da okuduğunuz kaynaklardan değil de gerçekten bu süreci yaşamış birinden dinlemek, benim için daha kıymetliydi. Bu noktada, bu yolu daha önce yürümüş biriyle beraber ilerlemek insana iyi geliyor. Tedavimi burada alırken sağ olsun, her kemoterapi aldığım gün mutlaka yanıma gelir, nasıl olduğumu sorar. Sadece bana değil, anneme ve kızıma da aynı şekilde destek olur" ifadelerini kullandı.

"Hastanın moral ve motivasyonu önemli"
Neslihan Ergin’in kendilerine ileri evre meme kanseri ile başvurduğunu; ancak tedaviden sonra çok iyi bir yanıt elde ettiklerini dile getiren Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Gürümlü, "Şu an için herhangi bir hastalık durumu bulunmuyor. Tedavi sürecinin tamamlanmasının ardından hastanemizde çalışmaya başladı. Daha önce hastamızken, şimdi çalışanımız oldu. Üstelik özellikle onkoloji bölümünü tercih etti. Yaklaşık 6 aydır bizimle birlikte çalışmaya devam ediyor. Onun burada bulunmasının, onkoloji hastalarıyla kurduğumuz iletişim açısından oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Hastaların moral ve motivasyonlarının artmasına, sürece alışmalarına ciddi katkılar sağladı. Kanser teşhisi; psikolojik, duygusal, ruhsal ve bedensel anlamda birçok travmayı aynı anda yaşatan bir durum. Bu süreçte hastaların tedaviyi sürdürürken moral ve motivasyonlarının yüksek olması, tedaviye uyumu artıran ve tedavi başarısını ciddi oranda iyileştiren önemli bir faktördür" ifadelerine yer verdi.
Haber Kaynak : İHA